Ebeveynleri ayrılan genç Mete’nin gözünden ailesinin başından geçenleri konu ediniyor. Yusuf ve Pınar’ın bir türlü yürütemedikleri evlilikleri boşanma ile sonuçlanmış, bir daha oğlu Mete’yi göremeyeceğinin korkusunu yaşayan Pınar ise çareyi onu Almanya’ya kaçırmakta bulmuştur. Aradan geçen 10 yılda Mete için bir gelecek inşa eden Pınar, bir gün rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığında beyninde tedavisi mümkün olmayan bir tümör olduğunu öğrenir. Öldükten sonra oğlunun kimsesizler yurdunda büyümesini istemediğinden de onu babasına emanet etmek için Türkiye’ye geri getirir.